Bir Psikolojik Şiddet Aracı: Laf Sokmak!

Psikolojik şiddet, fiziksel temas olmadan birini yaralama yöntemidir ve genellikle fark edilmesi zor, mağdur dışındaki kişilerin (hatta bazen mağdurun bile) hemen anlayamayacağı araçlar kullanılarak gerçekleştirilir. Buna iltifat gibi görünen gizli hakaretleri ve imâları örnek göstermek mümkündür. Bir insana iltifat ediyormuş gibi görünüp hakaret edebilirsiniz ve bunu hakaret ettiğiniz kişi dışında kimse anlamayabilir. Örneğin, genç bir kadına, ‚Bluzunun rengi ne kadar güzel, aynısından babaannemin de vardı‘ dersiniz. Görünüşte iyi bir şey söylemişsinizdir, ancak dolaylı olarak ona babaanneniz gibi giyindiğini söylemiş olursunuz. Ya da çok kitap okuduğunu bildiğiniz birine, ‚Benim o kadar boş vaktim yok!‘ dersiniz. Bununla, gerçekte çok boş vakti olduğunu ve kitap okumak gibi boş işlerle uğraştığını ima edersiniz. Onun en yoğun zamanlarında bile vakit yarattığı bir alışkanlığı, boş işlerle uğraşmak kategorisinde ele alır ve değersizleştirirsiniz.

 Peki bir insan neden böyle davranır? Kimler bu şekilde iletişim kurmayı tercih eder? 

Bu davranışın kişisel, kültürel, yetiştirilme tarzı ve psikolojik açıdan pek çok farklı nedeni ve arka planı olabilir. Ancak, en yaygın neden, kişinin kendisinde öfke, düşmanlık, haset ve kıskançlık gibi güçlü duygular uyandıran kişilere karşı içsel tutumunu pasif agresif şekilde ifade etmeyi öğrenmiş olmasıdır. Ve bunu, sanki iyi bir şey söylüyormuş paketiyle karşısındakine sunar.

Genelde çocuğa duygu ve düşüncelerini özgürce ifade etme hakkı tanımayan, aile ortamında çocuğun duygu ve düşüncelerine yer açmayan, katılım hakkını ihlal eden yasakçı ve otoriter aile sistemlerinde büyüyen yetişkinlerde görülen ’sağlıksız‘ bir iletişim biçimidir. Ben bu durumu kaçak dövüşmek olarak tanımlıyorum. Gerçek duygularını açığa vurduğunda onaylanmayacağını ve kabul edilmeyeceğini düşünen, ancak kendini açık ve olumlu bir şekilde ifade etmeye istekli olmayan, takvim yaşına bakılmaksızın sosyal zihin olarak 2-7 yaş aralığında kalmış bir yetişkinin duygularını gösterme biçimidir.

O halde psikolojik şiddet nedir ve hangi davranışlar psikolojik şiddet kapsamında değerlendirilmelidir?

Psikolojik şiddet, yaşayan kişinin duygusal deneyimine dayanarak anlaşılmalıdır. Bu nedenle, başkalarının ne düşündüğü değil, yaşayanın ne hissettiği önemlidir. Çünkü bir kişi için psikolojik şiddet etkisi yaratan bir söz ya da davranış, diğer kişi için normal, sıradan ve üzerinde durulmayacak kadar önemsiz olabilir. Kişinin içinde yaşadığı toplum, aile yapısı, geçmiş deneyimleri, eğitim düzeyi, kültürel değerleri ve farkındalık düzeyi gibi faktörler, bir davranışı algılamasını ve yorumlamasını etkiler. Dolayısıyla, herhangi bir durum karşısında hissettiğimiz duygular son derece kişiseldir. Bir insanın nasıl hissedeceği, ne zaman ve ne kadar hissedeceği üzerinde kontrol sahibi olmaya çalışmak, psikolojik şiddetin başka bir örneğidir.

Psikolojik şiddetin etkileri, birey üzerinde çeşitli olumsuz belirtilere yol açar. Bunlar arasında, indirgenme, değersizleştirilme, tedirgin olma, ruhsal incinme, özdeğeri konusunda şüpheye düşme, huzursuzluk, kaygı, yetersizlik hissi, hayır deme korkusu, suçluluk, çaresizlik, sıkışmışlık ve baskı altında hissetme gibi durumlar bulunur. Eğer birinin yanında tedirgin hissediyor ve sürekli olarak kendinizi açıklama gereği duyuyorsanız, psikolojik şiddete maruz kalıyor olma olasılığınız yüksektir. Psikolojik şiddeti küçük, zararsız, masum, makul ve „kabul edilebilir“ bir davranış olarak göstermek için kullanılan bazı örnekler:

Mağdura alenen laf sokulur, mizah becerisi (şaka) kullanılarak alay edilir ya da örtük bir şekilde iğnelenerek huzuru kaçırılır. Mağdur bu durumdan duyduğu rahatsızlığı ifade ettiğinde,

  • Şaka yaptım
  • Ben öyle bir şey demedim, uyduruyorsun
  • Ne kadar yaratıcı bir hayal gücün var
  • Çok hassassın
  • Çok alıngansın
  • Ne kadar kırılgansın
  • Abartıyorsun
  • Pireden deve yapıyorsun
  • Ortamı gerdin
  • Tadımızı kaçırdın

şeklinde suçlamalarda bulunularak uygulanan psikolojik şiddet davranışının mağdur üzerinde yarattığı olumsuz etki, ‚küçük, değersiz, öyle değil, şöyle hissedilmesi gereken, önemsiz bir şey‘ gibi gösterilir.  Psikolojik şiddet uygulayıcısı (zorba), mağduru hem söz ve davranışlarıyla rahatsız eder ve hem de onun başkalarının gözünde kırılgan, şakadan anlamayan ve geçimsiz biri olarak algılanmasını sağlar.

Eğer bir kişi, sözlerinizden ya da davranışlarınızdan rahatsız olup ruhsal olarak inciniyorsa ve bu rahatsızlığını dile getirdiği halde siz aynı şekilde davranmaya devam ediyorsanız, bu durum açıkça o kişiye psikolojik şiddet uyguladığınız anlamına gelir. Bir sözünüzün ya da davranışınızın bir kişi üzerinde psikolojik şiddet etkisi yaratıp yaratmadığını anlamanın en iyi yolu, o kişinin size verdiği geri bildirimlere dikkat etmenizdir. Başka birinin aynı söz, davranış veya şakaya farklı tepki veriyor oluşunun konuyla bir ilgisi yoktur!

Mağdur için önemli olan tek şey, o söz, davranış ya da şakanın kendisi üzerindeki etkisidir. Çünkü insanlar duygularını kendi bedenleri üzerinden deneyimlerler, başkalarının hissettikleri üzerinden değil.