Ebeveynlik doğuştan gelen bir yetenek değildir; zamanla öğrenilen bir beceridir. Bir çocuk doğduğunda, aynı zamanda bir anne ve bir baba da doğar ve onlar, çocukla birlikte ebeveynlik becerilerini geliştirirler. Kusursuz ebeveynlik diye bir şey yoktur; yanlış, etkisiz veya işlevsiz olduğu anlaşıldığında, değiştirilmesi ve düzeltilmesi gereken davranışlar vardır.
İşte ebeveynlerin kesinlikle kaçınması gereken yaygın eğitim hataları ve öneriler:
- Çocuğunuzu kardeşi veya başka bir akranıyla kıyaslamayın: Çocukları kardeşleri veya diğer çocuklarla kıyaslamak, onların öz değerlerine ve yapabilme güçlerine olan inançlarını zayıflatır. Özellikle gelişim çağındaki çocuklar, bu tür kıyaslamalar sonucunda kendilerini yetersiz hissedebilirler ve bu da düşük benlik saygısına yol açar. Her çocuğun kendine özgü bir gelişim süreci, öğrenme hızı ve potansiyeli vardır. Sosyal karşılaştırmadan kaçındığınız takdirde çocuğunuzun kendine özgü güçlü yanlarını ve yeteneklerini keşfetmesine izin vermiş olursunuz. Bu, onların içsel motivasyonlarını artırır ve öz saygılarını geliştirir. Örneğin, bir çocuk akademik alanda başarılı olabilirken, bir diğeri sanatsal veya sportif faaliyetlerde yetenekli olabilir. Ancak, bunu öğrenmenin tek yolu, çocuğunuzun olmak için yaratıldığı şeyi bulmasına yardım etmenizdir.
- Şekeri ve çikolatayı bir motivasyon aracı olarak kullanmayın: Çocukların davranışlarını şekillendirmek için şeker veya maddi ödüller kullanmak, onların motivasyonlarını dışsal faktörlere bağımlı hale getirir. Bu durum, uzun vadede çocukların içsel motivasyonlarını zayıflatır ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları geliştirmelerine neden olur. Bunun yerine, çocuklara „öğrenme sürecinin“ ve „başarmanın kendisinin“ ödüllendirici olduğunu öğretin. Örneğin, çocuğunuz bir görevde başarılı olduğunda, onunla birlikte kitap okumak veya bisiklet sürmek gibi keyifli aktiviteler yapabilirsiniz.
- Başarısını değil, çabasını övün: Sonuç yerine sürece odaklanın ve süreç boyunca çocuğunuzun gösterdiği çabayı ve azmi takdir edin. Bu, çocukların öğrenme sürecine olan ilgisini artırır ve zorluklarla başa çıkma becerilerini güçlendirir. Çocuğunuzun bir problemi çözme çabasını, bir sınavda aldığı nottan daha fazla önemseyin! Çabaya dayalı övgü, çocukların başarıya giden yolda çaba göstermeyi öğrenmelerine yardımcı olur.
- Dengeli ve tutarlı bir ebeveynlik yaklaşımı benimseyin: Aşırı korumacılık, çocuğun bağımsızlık kazanmasını engellerken, aşırı serbestlik de gerekli rehberlikten mahrum kalmasına neden olur. Ayrıca, tutarsız ebeveynlik yaklaşımları (örneğin, bir gün izin verilen bir davranışın ertesi gün yasaklanması) çocuklarda kafa karışıklığına ve güvensizlik hissine yol açar. Bu nedenle, dengeli ve tutarlı bir yaklaşım benimsemek önemlidir. Çocuklar, rutine ve tutarlı yaklaşımlara ihtiyaç duyarlar, bu onları rahatlatır, iyi ve güvende hissetmelerini sağlar.
- Duygusal manipülasyondan kaçının: „Böyle yaparsan annen çok üzülür“ veya „Şöyle davranırsan küserim“ gibi manipülatif ifadeler kullanmak, çocukların „duygusal koşullandırma“ yoluyla ebeveynlerinin duygusal durumlarına göre hareket etmelerine ve kendi duygusal ihtiyaçlarını göz ardı etmelerine neden olabilir. Uzun vadede bu davranış, çocukların „bağımlı kişilik özellikleri“ geliştirmelerine yol açar. Bunun yerine, „Montunu giymezsen üşürsün“, „Odanı toplamazsan oyuncaklarını bulmakta zorlanırsın“ gibi davranışlarının doğal sonuçlarını açıklayan yargı ve suçlama içermeyen ifadeler kullanılmalıdır. Bu tutum, çocukların kendi davranışlarının sorumluluğunu almalarına yardım eder.
- Sevgiyi bir ödül veya ceza aracı olarak olarak kullanmayın: Sevgiyi ödül veya ceza aracı olarak kullanmak, çocukların özsaygısını ve bağımsızlık gelişimini olumsuz etkiler. Bu yaklaşım, çocukların „koşullu öz-değer“ geliştirmelerine neden olabilir; yani, çocuklar kendilerini sevilmeye değer hissetmek için belirli bir şekilde davranmaları gerektiğine inanabilirler. Bu, ebeveyn-çocuk arasındaki güven ilişkisini de zarar verir ve çocukların „kusurluluk“ ya da „terk edilme“ gibi işlevsiz şemalar geliştirmesine neden olur. Koşullu sevgiyle büyüyen çocuklar, ileriki yaşamlarında daha kuşkucu ve kaygılı yetişkinler olurlar. Çocuğunuzun kendini koşulsuz sevildiğini ve kabul edildiğini hissetmesi, sağlıklı bir öz saygının temelini oluşturur.
- Denemesine ve hata yapmasına izin verin: Çocuğunuzun yaşına ve gelişimine uygun konularda kendi kararlarını almasına ve bu süreçte kendi hatalarını yapmasına izin verin. Hatalar, öğrenme sürecinin önemli bir parçasıdır, çocukların özgüvenini ve problem çözme becerilerini geliştirir. Çocuğunuz hata yaptığında, bu durumu bir öğrenme fırsatı olarak değerlendirin ve hatasından öğrenmesine yardım edin. Örneğin, bir sınavda başarısız olduğunda, bir sonraki sınava nasıl daha iyi hazırlanabileceği hakkında konuşun. Yeni yollar ve stratejiler geliştirmesine yardım edin.
- Cinsiyetçi rollerden ve etiketlerden kaçının: Çocukların, cinsiyet ayrımı yapmadan kendi ilgi alanlarını ve yeteneklerini keşfetmelerine izin verin. Cinsiyetçi etiketler ve örtük rol dayatmaları, çocukların potansiyellerini sınırlandırır ve kendilerini tanımalarını zorlaştırır. Örneğin, „Güçlü oğlum“ veya „Nazik kızım“ gibi ifadeler kullanarak çocukları belirli kalıplara sokmak yerine, onların bireysel özelliklerine ve oldukları gibi olma haklarına saygı gösterin. Kızınızın güçlü, oğlunuzun nazik olmasında bir sakınca yoktur. Hem güçlü hem de nazik olmak mümkündür!
Bu hatalardan kaçınarak çocuklarınızın daha sağlıklı, özgüvenli ve sorumluluk sahibi bireyler olarak gelişmelerine destek olabilirsiniz. Unutmayın, her çocuk farklıdır; bu nedenle ebeveynlerin, çocuklarının kişiliği, yetenekleri ve ihtiyaçlarına uygun bir eğitim yaklaşımı benimsemesi ve onlara kendi yollarını bulmalarında rehberlik etmesi gerekir. Böyle bir yaklaşım, çocukların psikososyal gelişimini olumlu yönde etkileyerek benlik algıları ve sosyal becerileri üzerinde önemli katkılar sağlar.